Ticari olarak açık havada tatlı biber ve acı biber nasıl yetiştirilir  

Açık havada biber yetiştirmek iyi bir gelir kaynağı olabilir. Birkaç kelimeyle, biber çok yıllık bir bitkidir, ancak yetiştiriciler çoğu durumda onu yıllık olarak değerlendirir. Çoğu ticari tatlı biber veya acı biber yetiştiricisi, mahsulü iç mekan korumalı bir ortamda tohumlardan (hibrit) başlatır. Genç fidelerin büyümesini ve ekime hazır olmasını beklerken toprağı hazırlarlar. Toprağı sürerler, önceki ekim kalıntılarını çıkarırlar ve sıraların arasına siyah plastik bir film yerleştirirler. Siyah plastik film sadece toprağın ısınmasına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda yabani otları da kontrol eder. Ayrıca damla sulama sistemini tasarlar ve kurarlar. Nakil için hazır olduklarında, fideleri dikmek için plastik filmlerde küçük delikler açarlar. Çoğu durumda gübreleme, damla sulama ve yabani ot yönetimi uygulanır. 

Birçok yetiştirici, bitki büyümesini desteklemek, havalandırmayı iyileştirmek ve birkaç hafta sonra hasadı kolaylaştırmak için bitkilere destek bağlarlar. Ancak, tüm biber bitkilerinin desteğe ihtiyacı yoktur. Ticari biber çeşitlerinin çoğu, ekimden 60-90 gün sonra hasat edilebilir. Ekimden hasata kadar geçen süre, ekilen fidelerin çeşidine, iklim koşullarına ve yaşına bağlıdır. Hasat el makası veya bıçaklarla yapılabilir ve tipik olarak haftada 1-2 seferde yapılır. Açık arazi biber yetiştiricileri hasat için traktör de kullanabilirler. Hasattan sonra, biber yetiştiricileri mahsulün kalıntılarını pulluk ile yok eder. Ayrıca hastalıkları kontrol etmek ve toprağın tükenmesini önlemek için farklı mahsüller (lahana, mısır, baklagiller ve benzeri) ekebilirler .   

Açık havada biber yetiştirirken kısıtlayıcı faktör her zaman sıcaklıktır. Optimum sıcaklık 18-26 °C’ dir (64,4-78,8 °F). Polen üretmek için bitkinin 23 °C’ ye (73,4 °F) yakın gündüz sıcaklığına ve 18 °C’ ye (64,4 °F) yakın gece sıcaklığına ihtiyacı vardır. Toprak sıcaklığı 18 °C’ nin (64,4 ° F) altına düşmemelidir. Büyüme döneminde vuran soğuk  hava, bitkinin büyümesini engeller. Soğuk yiyen bitkiler kolayca iyileşemez. 

Bölgenizde yaygın olarak kullanılan biber çeşitlerine ve yetiştirme yöntemine karar vermek çok önemlidir. Biber yetiştirmenin iki yöntemi vardır: Tohumdan yetiştirmek veya fidelerden yetiştirmek. 

Tohumdan Biber Nasıl Yetiştirilir  

Biberler ılık mevsim ürünleridir. Ekimden hasada kadar 2-3 aya ihtiyaçları var. Üreticiler genellikle tohumları kontrollü koşullar altında 0,5-1 cm (0,2-0,4 inç) derinlikte tohum yataklarına ekmeyi ve ardından tarladaki son konumlarına transfer etmeyi tercih ederler. Tohumdan biber yetiştirmeyi planlıyorsanız, bilmeniz gereken bazı gerçekler vardır. Biber tohumlarının çimlenmesi için en az 18 °C (64,4 °F) toprak sıcaklığı gerekir. Optimum sıcaklıklar olarak 20 ila 30 °C (68-86 °F) arasındakileri dikkate alıyoruz. Tohumların filizlenmesi için optimum nem seviyelerine sahip olması gerekir. Üreticiler her ekim kabına iki tohum ekerler ve uygun havalandırma ve drenaj için alt tabaka olarak torf kullanırlar. 

Ayrıca biber tohumlarının çimlenmesi için ortalama %70-75′ e yakın bağıl nem seviyelerine sahip olması gerekir. Aşırı sulama zararlı olabilir. Bazı durumlarda genç fidelerin sertleşme dönemine ihtiyacı olabilir. Üreticiler, ekimden iki hafta önce bitkileri kademeli olarak açık havaya çıkarmaya başlar. İlk başta, onları sadece iki saat dışarıda bırakırlar ve periyodik olarak dış mekana maruz kalma süresini arttırırlar. 

Fidelerden Biber Nasıl Yetiştirilir  

Çiftçiler ayrıca lisanslı bir satıcıdan bitki satın alabilir veya tohumlardan yetiştirdikleri fideleri kendi başlarına tarlaya transfer edebilirz. Fideleri nakletmek için doğru zaman, 15-30 cm (6-12 inç) yüksekliğe ulaşan 5-6 gerçek yaprak geliştirdikleri zamandır.  

Tatlı Biber ve Biber Tarımı için Toprak Gereksinimleri ve Hazırlık 

Biberlerin özel bir toprak gereksinimleri yoktur. Çok çeşitli topraklarda iyi yetişirler. Bununla birlikte, bitki uygun havalandırma ve drenaj ile orta ila kumlu topraklarda en iyi şekilde büyür. Hem kuraklığa hem de suya aşırı doygun koşullara karşı hassas bir bitkidir. Optimum pH seviyeleri 6 ile 7 arasında değişir. Bununla birlikte, bitkilerin 5,5 veya 8’ e yakın aşırı pH seviyelerini tolere edebileceği durumlar da vardır. Genel toprak hazırlığı, biber fidelerinin ekilmesinden birkaç hafta önce başlar. Çiftçiler, önceki ekim kalıntılarını, yabani otları temizler ve o sırada iyi bir pullukla sürerler. Aynı zamanda çiftçiler kayaları ve diğer istenmeyen malzemeleri araziden uzaklaştırırlar.  

Bir hafta sonra, birçok çiftçi, her zaman toprak test sonuçlarını inceledikten ve lisanslı bir ziraatçıya danıştıktan sonra, iyi bir organik gübre veya sentetik ticari gübreler gibi bir bazal gübre uygular. Çoğu çiftçi, traktörle toprak sürerken aynı zamanda bazal gübreyide uygularlar. Bazı yetiştiriciler bunu yalnızca ekim sıralarına uygulamayı tercih ederken, diğerleri onu tüm alana yayar. Tabii ki, ilk yöntem daha fazla tasarruf sağlıyor. Ertesi gün damla sulama borularını kurmak için doğru bir zaman olabilir.  

Polietilen kaplama, özellikle ekim döneminde optimum toprak sıcaklığına sahip olmayan ülkelerde bir sonraki ve en önemli adımdır. Birçok üretici sıraları siyah, yeşil veya siyah plastik filmle kaplar. Kök bölgesi sıcaklığını optimum seviyelerde (> 21 °C veya 70 °F) tutmak ve yabani otların büyümesini önlemek için bu tekniği kullanırlar.  

Organik biber yetiştiriciliği söz konusu olduğunda, işler farklı olabilir ve çiftçiler toprağı zenginleştirmek için örtü bitkileri kullanabilirler. UC Santa Cruz Çiftliği – Agroekoloji ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Merkezi’ ne göre, organik biber yetiştiriciliğinde toprak hazırlığı, büyüme mevsiminden önceki sonbaharda başlıyor. Biber yetiştirmek istediğimiz yıldan önceki sonbaharda bir örtü mahsulü (örneğin fiğ – Vicia sativa) ekiyorlar. Biberleri (ilkbahar) araziya transfer etmeden yaklaşık bir ay önce, tarlalarını organik madde ile zenginleştirmek için fiğ mahsüllerini sürerler ve toprağa karıştırırlar. Yaklaşık 14 gün sonra traktör yatak yapmak için tekrar pullukla sürer. Pullukla sürdükten yaptıktan sonra, tarlada mahsul olmamasına rağmen çiftçiler tarlayı sularlar. Bu sulama sonucunda yabani ot tohumları filizlenir. Çiftçiler bu yabani otları tespit eder ve ortadan kaldırır. Bu teknik en çok pirinç yetiştiriciliğinde kullanılır. Yaklaşık bir hafta sonra genç biber fidelerini araziye transfer ederler. Nakil sabahın çok erken saatlerinde veya öğleden sonra yapılır. 

Biber Dikimi ve Bitki Aralığı – Hektar ve Dönüm Başına Biber Sayısı

Açık arazi biber yetiştiriciliği, sıcaklıkların optimum seviyelere yakın olması koşuluyla, esas olarak kış sonunda başlar. Bazı ülkelerde biber fideleri ilkbaharın ikinci yarısında açık araziye nakledilir. Uygun iklime sahip ülkelerdeki üreticiler, sonbaharın başlarına kadar ekime devam ediyor. Biber üreticileri yazdan kışa kadar (Haziran-Aralık) hasat yaparlar.  

Tüm hazırlık adımlarından sonra (çiftçilik, bazal gübreleme, sulama sisteminin kurulumu ve plastik film kaplama) ekime devam edebiliriz. Yetiştiriciler, genç bitkileri dikecekleri polietilen kaplama üzerindeki noktaları etiketler. Daha sonra plastikte delikler açarak fideleri dikerler. Fidanları aynı fidanlıkta olduğu gibi aynı derinlikte dikmek esastır. Üreticiler biber fidelerini tek sıra veya çift sıra halinde dikerler. Mesafeler, desteklenmiş ve desteklenmemiş bitkiler arasında da farklılık gösterebilir. Desteklenmemiş bitkileri tek sıralara dikmek için yaygın bir model, sıradaki bitkiler arasındaki 0,3 m ila 0,5 m (12-20 inç) mesafe ve sıralar arasındaki 0,5 m ila 0,75 m (20-30 inç) mesafedir. Tek sıralı desteklenmiş biberler için aynı sıradaki bitkiler arasında 25-30 cm (10-12 inç), ve diğer sıra ile arasına 120-150 cm (47- 59 inç) mesafeyi tercih ederler. İkili sıralar için birçok yetiştirici, sıradaki bitkiler arasında 0,25 m ila 0,3 m (10-12 inç) mesafeyi, sıralar arasında 0,5 m ila 0,6 m (20-24 inç) mesafeyi ve ikili sıra arasında 1,2-1,5 m’ yi (47-59 inç) tercih eder.  

Sonuç olarak, hektar başına yaklaşık 18.000 ila 45.000 bitki (dönüm başına 7.287-18.218 bitki) ekilir. Mesafeler ve bitki sayısı biber çeşidine, çevre koşullarına, sulama sistemine, budama oluşumuna ve tabii ki üreticinin verim hedeflerine bağlıdır. (1 hektar = 2,47 dönüm = 10.000 metrekare). 

Biber Budama – Biberlerin Budanmaya İhtiyacı Var Mı? – Biber Nasıl Budanır?

Budama gerekli bir işlemdir ve çeşitli avantajlar sağlar. Ancak tüm biber çeşitlerinin budanmaya ihtiyacı yoktur. Budama, yapanlar için çiftçilerin bitki vejetasyonunu kontrol etmelerini sağlar. Ayrıca budama, mantar enfeksiyonlarını önleyen havalandırma için ekstra alan bırakır. Ayrıca hasat çok daha kolay hale geliyor. Genel olarak, budanmamış biberler çok sayıda periferik filiz ve yaprak üretme eğilimindedir. Ekstra yeşillik, üreticinin bitkiyi yönetmesini zorlaştırır. Gerekli budama prosedürü, sonradan çıkan veya büyüyen sürgünlerin çıkarılmasını içerir. Üreticiler bitki üzerinde sadece 2-4 sürgün tutarlar. Bu şekilde bitkiler daha kolay yönetilebilir bir şekle girerler. Birçok üretici ek olarak seyreltme yapar. Filiz ve yapraklar arasında büyüyen dalları çıkarırlar. Sapı damara çok yakın kesmemeye çalışmak çok önemlidir. Bunun yerine, enfeksiyonları önlemek için 4 cm (1,6 inç) mesafe tutmayı düşünebilirsiniz. Öte yandan budama ve destek bağlama, hasat süresi yeterince uzunsa dengelenebilecek işçilik maliyetlerini artırır. Piyasada budama yapmadan tatmin edici verim sunan belirli çeşitler bulabiliriz.  

Biber Bitkilerini Destekleme

Çoğu biber üreticisi biberleri için destek kullanır. Bu teknik çeşitli avantajlar sağlar. İlk olarak, yeşillik ve meyvelerin yere temas etmesini önler. Aynı zamanda budama, havalandırma için ekstra alan bırakır. Dahası, hasat çok daha kolay hale gelir. Dış mekan üreticileri ince kazıklar kullanır ve bitkileri üzerlerine nazikçe bağlar.  

Biber Suyu Gereksinimleri ve Sulama Sistemleri 

FAO’ ya göre, bir büyüme periyodu boyunca biberin toplam su ihtiyacı 600 ila 900 mm, hatta uzun büyüme periyotları ve birkaç toplama için 1250 mm’ye kadardır. Bununla birlikte, bitkinin çeşitli gelişim aşamalarında su gereksinimleri farklıdır. Genellikle biberler için kritik dönemler meyve tutması ve meyve olgunlaşmasıdır. Bu aşamalardan önce su ihtiyacı daha azdır. 

Tabii ki, farklı hava ve toprak koşullarında su gereksinimleri tamamen farklı olabilir. Örneğin, ağır killi topraklar tipik olarak kumlu topraklardan daha az sulamaya ihtiyaç duyar. Ayrıca, farklı tatlı biber ve acı biber çeşitleri de farklı su gereksinimlerine sahip olabilir. Akdeniz ülkelerindeki birçok üretici, ilkbaharın başlarında biberlerini 4-5 günde bir 10 dakika sulamayı tercih ediyor. Bu şekilde bitkiyi suyu ‘aramaya’ ve sonuç olarak köklerini genişletmeye zorlarlar. Ancak çiçeklenmeden hasata kadar bitkilerini günlük olarak sularlar. Çiftçiler genellikle biberlerini sabahın erken saatlerinde veya akşam geç saatlerde sulamayı tercih ederler. Yaprakların sulanması hastalık salgınlarıyla ilişkilendirilmiştir. Özellikle yapraklardaki aşırı nem, hastalık salgınlarına yol açabilir. 

Öte yandan, su stresine giren bitkiler enfeksiyonlara karşı daha hassastır. En sık kullanılan sulama sistemi damla sulamadır. Birçok üretici, 12-20 mm çapında çoklu veya tekli damlama boruları ile saatte 2-8 litre su verir. 

Biberlerin Tozlaşması 

Biberler kendi kendine tozlaşan bitkilerdir. Bu, çiftçilerin biberlerinin tozlaşmasını artırmak için polinatör vs. kullanmalarına gerek olmadığı anlamına gelir. Araştırmalara göre, bazı böcekler meyvenin olgunlaşmasını hızlandırabilir. Bununla birlikte, üreticiler tatlı ve acı biberleri birlikte yetiştirmeleri durumunda dikkatli olmalıdırlar. Tatlı biberlerin yanına acı biber ekerlerse, tatlı biberler acı bibere dönüşebilir. Bunun nedeni ise tatlı biberlerin rüzgar veya böcekler tarafından aktarılan polenlerle tozlanabilmesidir. Bundan kaçınmak ve ürünlerinizin ticari değerini kaybetmemek için uygun bir teknik, acı biber ve tatlı biber dikilen araziler arasında uzun bir mesafe bırakmaktır.  

Biberde Zararlı Ot Yönetimi 

Biber yetiştirirken önemli bir prosedür yabani ot yönetimidir. Biber bitkileri genellikle daha fazla alana, güneş ışığına, suya ve besin maddelerine erişim konusunda onlarla rekabet eden yabani otlardan muzdariptir. Ayrıca yabani otlar, bitkilerimize zarar verebilecek zararlılara ev sahipliği yapabilir. Tüm yetiştiriciler, ülkeler, yasal düzenlemeler, üretim araçları, ürünün hedeflediği endüstri gibi birbirleri arasında önemli ölçüde farklılık gösterebilecek sağlam bir yabancı ot kontrol stratejisine sahip olmalıdır. Bazı durumlarda haftalık olarak manuel yabani ot kontrolü yapmak neredeyse gereklidir (organik üretim). 

Biber Gübre Gereksinimleri – Biber Yetiştiriciliğinde Kullanılan Yaygın Gübreleme Programları 

Öncelikle herhangi bir gübreleme yöntemini uygulamadan önce altı aylık veya yıllık toprak testi ile tarlanızın toprak durumunu göz önünde bulundurmanız gerekir. Dünyada iki özdeş tarla yoktur. Bu nedenle, toprağınızın test verilerini, doku analizini ve mahsul geçmişini dikkate almadan kimse size gübreleme yöntemleri konusunda tavsiyede bulunamaz. Bununla birlikte, önemli sayıda çiftçi tarafından kullanılan en yaygın biber gübreleme planlarını listeleyeceğiz. 

Günümüzde çiftçiler, ekimden hasada kadar 2 ila 3 ay boyunca toprak/arazi uygulamaları yapmaktadır. Bazı çiftçiler, ekimden yaklaşık iki ay önce ve toprak dezenfeksiyonundan önce sıralara iyi bir organik gübre (hektar başına 30-40 ton) uygular. Alternatif olarak, hektar başına 600-800 kg kalsiyum amonyum nitrat ve hektar başına 500 kg potasyum sülfat uygulayabilirler. 

Ancak acı biber ve tatlı biber yetiştiriciliğinde en yaygın gübreleme yöntemi “fertigasyondur.” Bu kelimenin kökeni ingilizce dilinde gübreleme ve sulamanın birleşiminden geliyor. Üreticiler damla sulama sisteminin içine suda çözünür gübreler enjekte ediyor. Bu şekilde besinleri kademeli olarak takviye yapabilir ve bitkiye besinleri emmesi için uygun zamanı verebilirler. Ekimden birkaç gün sonra gübrelemeye başlarlar. Bu noktada, eser elementlerle (mikro besinler) zenginleştirilmiş bir Azot-Fosfor-Potasyum (13-40-13 veya 15-30-15) gübresi uygularlar. İlk aşamalardaki yüksek fosfor seviyeleri, bitkilerin sağlam bir kök sistemi geliştirmesine yardımcı olacaktır. 

Ek olarak, mikro besinler bitkilerin ekimden kaynaklanan stres koşullarının üstesinden gelmesini kolaylaştırır. Yine eser elementlerle zenginleştirilmiş dengeli bir Azot-Fosfor-Potasyum gübresi (20-20-20 veya 15-15-15) eklenerek çiçeklenme dönemine kadar devam edebilir. Bazı durumlarda çiçeklenmeyi artırmak için fosforu tekrar artırabilirler. Bitki meyve tutmaya yaklaştıkça oranı tekrar 15-5-30 veya 10-15-20 olarak değiştirirler. Bu noktada potasyum seviyelerini arttırırlar çünkü güzel şekilli bitkiler oluşturabilmek için bitkinin bu elemente daha fazla ihtiyacı vardır. Bu aşamada bitkinin kalsiyum ihtiyaçları da artar. Kalsiyum eksikliği durumunda, bitkinin uç kısımlarına kalsiyum ulaşamadığı için meyvelerin zamanla çürümeye başlamasına neden olan, uç yanıklığı veya çiçek burnu çürüklüğü adı verilen fizyolojik bir bozukluğu gözlemlemeye başlarız. Bazı üreticiler meyve tutumu sırasında yapraktan kalsiyum gübrelemesi uygular ve 15 gün sonra tekrarlar.   

Başka kaynağa göre biberin büyümesi üç döneme ayrılabilir. 

  1. Vejetatif Büyüme. Tarlaya transferden 1. ila 20. günler
  2. Çiçeklenme ve Meyve Tutması. Tarlaya transferde sonra 21. ila 55. günler 
  3. Olgunlaşma dönemi ve hasat. Hasat için 56 Gün.  
  • İlk dönemde (gübreleme yoluyla) hektar başına günde 2 kg N, 1 kg P2O5 ve 3 kg K2O uygulanır. 
  • İkinci dönemde çiftçiler gübreleme oranlarını artırıyor ve (fertigasyon yoluyla) hektar başına günde 4kg N, 1kg P2O5 ve 5 kg K2O uygulanır.
  • Üçüncü dönemde oranlar düşer ve çiftçiler ilk dönemin oranlarını (fertigasyon yoluyla) tekrar uygular.

Bazı biber çeşitleri nakilden 55 gün sonra hasat edildiğinden ve diğerleri tarlaya transferden 110 gün sonra hasat edilebildiğinden, yukarıda belirtilen sürelerin sadece ortalama sayılar olduğunu herkes anlayabilir ve hiç kimse kendi araştırmasını yapmadan bu yönergeleri izlememelidir. Bunlar sadece bazı yaygın uygulamalardır. Biber çeşidini, toprak durumunu ve diğer yerel faktörleri göz önünde bulundurmadan onları takip etmek kesinlikle hata olur. Her arazi farklıdır ve farklı ihtiyaçları vardır. Herhangi bir gübreleme yöntemi uygulamadan önce toprak besin değerlerini ve pH’ ını kontrol etmek hayati önem taşır. Her zaman yerel lisanslı ziraat uzmanınıza danışmalısınız. 

Biber Hasadı – Biber Hasadı Nasıl ve Ne Zaman Yapılır 

Biberlerin çoğu tam olgunluğuna araziye transferden 2-3 ay sonra ulaşır ve hasat için hazır hale gelir. Hasat zamanı biber çeşidine, çevre koşullarına ve nakillerin yaşına bağlıdır. Genel olarak, renkli çeşitler yeşil çeşitlerden daha geç olgunlaşır. 

Büyük ölçekli ticari üretim yapılan çiftliklerde üreticiler hasat sırasında mekanik ekipman kullanırlar. Ancak çoğu durumda üreticiler biberleri manuel olarak toplar. Hasat için doğru zaman değişir. Birçok üretici, meyveler çeşitlerinin kabul edilebilir bir boyutuna sahip olduğunda hasada başlar. Yeşil biberler için meyve dolgunlaşınca ve yeşilken hasat yapar. Renkli çeşitler, çeşitlerinin karakteristik rengini elde etmiş olmalı. Bu özellikle uzun mesafelerde taşınacak biberler için çok önemlidir. Hasat süresi birkaç ay sürebilir. Böylece çiftçiler birden fazla hasat döneminde (haftada 2-3 sefer) meyve toplarlar.  

Hektar ve Dönüm Başına Biber Verimi – Biber Yetiştiriciliğinde Verim 

Yıllarca süren uygulamalardan sonra iyi bir verim hektar başına 25 ila 50 tondur (dönüm başına 22.314 – 44.628 pound). Bazı durumlarda, deneyimli sera üreticileri hektar başına 100 tona (dönüm başına 89.255,87 pound) kadar verim elde edebilirler. Bununla birlikte, bu verimler birkaç yıllık deneyimden sonra profesyonel yetiştiriciler tarafından elde edilir.  

Biberde En Yaygın Görülen Besin Eksiklikleri 

Bir bitki besin eksikliğinin mutlaka toprağın tükendiği anlamına gelmediğini anlamak çok önemlidir. Bitki eksiklikleri, bitkinin bu besini emememesine neden olan çeşitli çevresel faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu nedenle çiftçiler, bitkilerine herhangi bir gübre uygulamadan önce hem toprağı hem de bitki dokusunu test etmeyi düşünmelidir. 

N Eksikliği 

Azot eksikliği olan biber bitkileri, küçük ve sarı yapraklar, büyüme hızının azalması, daha az çiçek ve azalan veya sıfır meyve tutması gibi semptomlarla anlaşılır. Meyvesi olan biberler deforme olmuş biberler üretir. Yüksek yağış ve aşırı sulama işleri daha da kötüleştirir.  

K Eksikliği   

Potasyum eksikliğinin belirtileri çoğu zaman karakteristik damarlar arasında kloroz ile ortaya çıkar. Daha yaşlı yapraklar solabilir, kahverengiye dönebilir veya yanabilir. Düşük bir meyve verme oranı vardır ve biberler normalden daha küçüktür.  

Ca Eksikliği 

Kalsiyum eksikliğinin neden olduğu en yaygın semptom çiçek burnu çürüklüğüdür. Bununla, meyvenin çiçek ucundaki herhangi bir biber gelişim aşamasında ortaya çıkabilecek düz kahverengi bir alandan bahsediyoruz. Bu koşullar altında meyvelerin kalitesi düşer ve ticari değeri hızla azalır. Çiçek burnu çürüklüğü, ikincil mantar enfeksiyonları için ideal bir ortamdır.   

Mg Eksikliği 

Magnezyum eksikliği biberlerde yaygındır ve en yaygın olarak yaşlı yapraklarda görülür. En belirgin Mg eksikliği belirtisi, damarlar yeşil kalırken yaprakların renginin değişmesidir.  

P Eksikliği    

Fosfor seviyeleri düşükse, sınırlı büyüme gözlemleriz. Bitki çiçek üretmekte güçlük çeker ve ürettiğinde birçoğundan sadece biri meyveye dönüşür. Yapraklar sararabilir ve solabilirken, meyveler genellikle az gelişmiştir ve çok az tohumu vardır.   

Biberlerde Sık Görülen Fizyolojik Bozukluklar 

Güneş Lekesi

Güneş lekesi, meyvelerin uzun süre güneşe maruz kalmasından kaynaklanır. Biberler, doğrudan güneşe maruz kalan yüzeylerde de karakteristik beyaz bir alan ile beraber ince ve kuru bir meyve yüzeyi ortaya çıkar. Bu anomalinin sonucunda bitkinin yeşil alan/ meyve oranı düşer. 

Büyüme Çatlakları 

Büyüme çatlakları, özellikle uzun süreli kuraklıktan sonra ani ve artan su alımının neden olduğu meyve yaralanmalarıdır.  

Yaygın Zararlılar ve Hastalıklar  

Zararlılar

Liriomyza

Lyriomyza spp, biber de dahil olmak üzere birçok bitkide deliklere ve buna bağlı hasarlara neden olan bir böcektir. Yetişkinler yaprakları, gövdeleri ve meyveleri deler ve yumurtalarını bırakır. Yumurtadan çıktıktan sonra genç larvalar, karakteristik beyaz tünellerde olan dokularla beslenmeye başlar. Klorofil içeren hücreler yok edildikçe bitkilerin fotosentetik yeteneği genellikle büyük ölçüde azalır. Enfekte yapraklar düşerek bitki saplarını rüzgara ve meyveleri direkt güneşlenmeye maruz bırakabilir. Hasar, meyvenin kalitesini ve ticari değerini düşürür. Özellikle Meksika’ daki acı biberlerde ciddi hasara neden olur. 

Yönetim zordur. Ancak saldırıyı kontrol altına almak için bazı yöntemler var. Haşerenin bitkilere yaklaşmasını çok zorlaştırmak çok önemlidir. Bazı önleyici tedbirler arasında tuzaklar ve yabani otların uzaklaştırılması yer alır.  

Tetranychus

Tetranychus urticae, biber ve domates de dahil olmak üzere birçok bitkiye saldıran küçük bir örümcek akarıdır. Bu haşere yaprak döküntülerinde kış aylarını geçirir, sıcak ve kuru hava koşullarında bitkilere saldırır. Akarlar beslenmek için yapraklara saldırarak sarı yapraklara veya alev hasarına benzeyen karakteristik bronz-kahverengi bir solmaya neden olur. Yapraklar arasındaki ağları da gözlemleyebiliriz. Yaygın bir mücadele yöntemi tuzaklar kurmak ve nüfusu sürekli izlemektir. Sayı tolere edilebilir sınırların üzerindeyse, yalnızca yerel lisanslı bir ziraatçıya danıştıktan sonra müdahale etmeyi düşünebilirsiniz. Piyasada elbette her zaman iyi tarım uygulamaları standartları altında kullanılması gereken biyolojik ve kimyasal çözümler bulunmaktadır. 

Trips  

Tripler, yumurtalarını beslemek veya bırakmak için dokular üzerinde açtıkları deliklerle biber bitkilerine zarar veren küçük böceklerdir. Yabani otlar veya bitki artıkları üzerinde kış aylarını geçirirler ve bahar geldiğinde nektar ve polen emerek beslendikleri çiçeklere taşınırlar. Bu prosedür deforme olmuş çiçeklere ve çiçek kaybına neden olabilir.  

Tatlı Biber ve Acı Biberin Yaygın Hastalıkları 

Botrytis (Kurşuni Küf) 

Kurşuni küf, Botrytis cinerea mantarının neden olduğu biber bitkisinin ciddi bir hastalığıdır. Patojen, sklerotia formunda uzun süre hayatta kalabilir. Enfeksiyonlar yüksek nem seviyelerinde artarken, rüzgar ve yağmur ile beraber sporlar bitkiden bitkiye yayılır. Bitkinin tüm yer üstü kısımlarında semptomlar görülebilir. Semptomlar, yaprakların kenarlarında oluşan gri ila kahverengi lezyonları içerir. Bir süre sonra bu lezyonlar gri küfle kaplanır. Yapraklar kurur ve düşer. Mantar sapın içine girerek fidelerin ölümüne neden olur. Enfekte meyvelerin karakteristik bir belirtisi, biberler üzerinde gelişen beyaz spotlardır. Eğer meyve enfekte olursa, yumuşar ve su tutar.

Hastalık kontrolü uygun tedbirlerle başlar. Bunlara yabancı ot kontrolü ve bitkiler arasındaki güvenli mesafeler dahildir. Bitkilerin genel durumu (besinler ve su seviyesi, güneşe maruz kalma) bağışıklıklarını da artırabilir. Kimyasal yöntemler ancak sorun şiddetliyse her zaman olduğu gibi yerel lisanslı bir ziraat uzmanının gözetimi altında kullanabiliriz. Bitkilere her dokunduğumuzda alet dezenfeksiyonu gibi uygun önlemlerde hastalığın daha fazla yayılmaması için çok önemlidir. 

Alternarya (Erken Yaprak Yanıklığı) 

Alternarya, Alternaria solani‘ nin neden olduğu ciddi bir fungal hastalıktır. Fungus, mahsul artıkları, tohumlar veya yabani otlar üzerinde kışı geçirir ve ardından havaya, suya, böceklere ve tarım aletlerine yayılır. Alternaria, biber bitkilerini gelişimlerinin farklı aşamalarında enfekte eder. Ne yazık ki Alternaria, hasattan sonra bile meyve çürümesine neden olabilir.  

Septorya Yaprak Lekesi 

Septorya yaprak lekesi, Septoria lycopersici’ nin neden olduğu fungal bir yeşillik hastalığıdır. Patojen genelde yağmurlu havalarda yapraklara saldırır. Bakteriyel lekelere ve Alternaria lezyonlarına benzeyen koyu lekelere neden olur. Ne yazık ki patojen, Solanum carolinense gibi yaygın yabani otlarda hayatta kalabildiği için mahsul hasat edildikten sonra toprakta kalabilir. 

Biber Kök Boğaz Yanıklığı (Phytophthora capsici)

Phytophthora, hemen hemen tüm bitki kısımlarını enfekte eden ve sonunda bitkinin ölümüne yol açan toprak kaynaklı bir hastalıktır. Semptomlar en sık köklerde ve gövdede görülür (gövde çürüklüğü). Hastalık daha sonra soldukça yaprakları etkiler ve bitki yavaş yavaş yaprak dökerek çöker. Meyve lezyonları uzun suya batırılmış alanlara benzer olarak ortaya çıkabilir. Meyveler daha sonra beyaz toz küf ile kaplanır. Ne yazık ki, patojen toprakta 10 yıldan fazla kalabilir. Yağmur ve tepeden sulama yaparken meyvelerin üzerine enfekte toprak sıçrarsa biber meyvelerine patojen bulaşabilir. 

Antraknoz 

Antraknoz, biber bitkisinin bir başka yaygın hastalığıdır. Buna Colletotrichum spp mantarları neden olur ve tüm bitki parçalarını enfekte edebilir. Enfeksiyon genellikle ılık ve yağışlı havalarda meydana gelir. Bununla birlikte, semptomları en kolay olgunlaşmış meyvelerde gözlemleriz. Patojen olgunlaşmamış meyveleri de enfekte edebilir, ancak üzerlerinde semptomlar görünmez. Olgunlaşan biberlerdeki semptomlar, periyodik olarak genişleyen ve birleşen dairesel lezyonlar olarak ortaya çıkar. Optimum nem ve sıcaklık seviyelerinde pembe-somon renginde mantar sporları ortaya çıkar. Ne yazık ki patojen, tohumlarda hayatta kalabilir. Bu nedenle patojen içermeyen tohumların kullanılması esastır.  

Mavi Küf 

Mavi küf, Peronospora tabacina mantarlarının neden olduğu yaygın bir biber sera hastalığıdır. Semptomlar yaprakların üst yüzeyinde sarımsı-yeşil lekeler şeklinde görülür. İlgili bölgelerdeki yüksek nem koşulları altında yaprakların alt yüzeyinde maviden mora döküntüler gözlemliyoruz. Ağır enfekte olmuş yapraklar ölür ve düşer. Yaprak dökümü ise bitkileri zayıf hale getirir ve ağır mahsul kayıplarına yol açar.  

Külleme 

Leveillula taurica (olgunlaşmamış aşama = Oidiopsis taurica), biberlere küllemeye neden olan en yaygın mantar türüdür. Yaprakların üst yüzeyinde mantar miselyumunun beyaz küllenmesini gözlemleyebiliriz. Semptomlar ayrıca yaprakların üst yüzeyindeki yeşil, klorotik ve açısal lezyonları da içerebilir. Enfeksiyonun sağlıklı bitkilere yayılmasını önlemek için enfekte bir bitkiyi kullandıktan sonra aletlerimizi her zaman dezenfekte etmeliyiz. Ne yazık ki, patojenin çok geniş bir konakçı aralığı vardır ve bir konakçı bitki türünden dokunma yoluyla bile diğer bitkileri enfekte edebilir. Kaliforniya’ da külleme, soğan, pamuk, domates, tüm biber çeşitleri ve bazı yabani otlardan rahatlıkla gelebilir.  

Referanslar:

https://extension.psu.edu/pepper-production

https://extension.umn.edu/vegetables/growing-peppers-home-gardens

https://www.uog.edu/_resources/files/wptrc/Bell_Pepper_8_16_FINAL.pdf

https://fdc.nal.usda.gov/fdc-app.html#/food-details/170497/nutrients

http://ipm.ucanr.edu/PMG/r604100111.html

https://www.cabi.org/isc/datasheet/30965

https://content.ces.ncsu.edu/phytophthora-blight-of-peppers

https://www.aua.gr/ekk/wp-content/uploads/2017/01/2-%CE%9A%CE%91%CE%9B%CE%9B%CE%99%CE%95%CE%A1%CE%93%CE%95%CE%99%CE%91-%CE%A0%CE%99%CE%A0%CE%95%CE%A1%CE%99%CE%91%CE%A3-%CE%A3%CE%A4%CE%9F-%CE%98%CE%95%CE%A1%CE%9C%CE%9F%CE%9A%CE%97%CE%A0%CE%99%CE%9F.pdf

http://www.opengov.gr/ypaat/wp-content/uploads/downloads/2013/11/piperia.pdf

 

Acı ve Tatlı Biberler Hakkında İlginç Bilgiler

Acı Biberin Sağlığa Faydaları

Arka Bahçemde Tatlı ve Acı Biber Yetiştirmek

Ticari Amaçı Biber Üretimi – Bibercilik

ORTAKLARIMIZ

Sürdürülebilirlik ve insan refahına odaklanan ortak misyonumuzu yerine getirmek için küresel STK'lar, Üniversiteler ve diğer kuruluşlarla işbirliği yapıyoruz.